On yıllardır ülkenin güneydoğusunda ırmak gibi kan akmakta Bunun yüzünden aileler parçalandı Çocuklar babasız, babalar çocuksuz kaldı. Gün geldi, Devran döndü, barış için bir fırsat yakalındı. Beklide öyle gözükmekte, önümüzdeki zaman belirleyecek bunu . Ama bence bu yeni bir süreç, barış değilse bile olayın akışı başka yönlere kayacak gibi görünmekte.
Yıllardır denildiği ((dediğim gibi )) gibi aktörler göz önünde olanlardan daha çok perde arkasında kalanlardan oluşmakta. Öyle ki, bazen düzensizliğin bile bir düzeni olduğu gibi bu düzensizliğinde bir düzeni vardı ama bazı açık noktalarda yok değildi. Örneğin; pkk kuruluş felsefesine ters olarak ağalık düzenini yıkmak yerine onları içlerine alarak bir yol çizmiştir. Farklı olarak suriyede 200-250 bin kürt tam anlamıyla kimliksiz olmasına rağmen başlangıçtan beridir hiçbir şekilde ters düşmemiştir Suriye ile (( hem Hafız Esat döneminde hem de Başer Esat döneminde)).
Bunları bir yana koyarak dünyanın kuduz köpeği olan Amerika ve onun yardakçısı İsrail ile bırakın ters düşmeyi gerek lojistik gerekse de siyası anlamda işbirliğini bilmeyen yok gibidir. Peki böyle olduğunu bilerek gerek T.C. nin gerekse de genelde Kürtlerle özelde de Abdullah Öcalan ile görüşmelerinin bu asıl aktörlerin dışında olduğunu düşünmek akıl dışıdır Asıl oğlanların dahli , direktifi ya da yönlendirmesi olmadan bu iş başlamadı bitmeyecekte peki bunun böyle olduğunu bilerek neden bu günler diye sormak gerekir.
Ülkemizde ve bölgemizde olağanüstü bir süreç yaşanmaktadır. Sözde Arap baharının nerdeyse son halkası olan Suriye’nin bertaraf edilmesi sadece Suriye’yi değil, yakın komşularımız İran ve Rusya’nın da içinde bulunduğu bir süreçtir, daha önce birçok ülkede yapılmış sözde Arap baharın Suriye’ye uydurmak biraz güç ve işbirliği gerektirmektedir öyle ki; bu süreçte mümkün olan tüm güçleri ile ((siyasi-ekonomik-askeri)) bu yöne kanalize etmek gerekmekte idi. Bu durumu bu şekilde düşünürsek pkk nında bu konuda aktif rol alması daha doğrusu almaması gerekmekte ve bir anlamda pasifize etmek ((yedekte bulundurmak )) gerekirdi bunun nedeni ise karşınızda sadece Suriye yok idi, Bir tarafta Türkiye’nin de içinde bulunduğu bir grup ((Avrupa ülkeleri ve Amerika)) bir yanda ise Suriyenin gerçek dostları ((Rusya-İran-ve Şangay dörtlüsü içersinde bulunan Hindistan-Çin)).O yüzdende pkk’nın da bu dönem içersinde aktif rolünü pasifize etmek gerekirse de tamamen lav etmek gerekmekteydi, bakmayın bizim başbakanın sonsuz laf ebeliğine o sadece kendisine verilen direktifler doğrultusunda hareket etmekte. Tabii bu işin diğer tarafı olan pkk da aynı minval üzerinde hareket etmek mecburiyetinde bunun tam tersi yani Türkiye’nin veya pkk’nın bu karara direnmesi ya da karşı çıkması her iki yönetimi de mahvına sebep olacak durumlar doğuracaktır.
Yani değerli dostlar, bizler ve ülkemiz açısından değişen bir şey olmayacak sadece dostumuz komşumuz ve kardeşlerimiz olan Suriye halkı ile düşman ilan edileceğimiz günler yakındır, hatta öyle bir duruma itmekteki süreç , savaşın kaçınılmaz olduğunu görmek bile mümkün , bu savaş sadece iki ülkenin savaşından ziyade yukarda belirttiğim gibi dünya savaşına dönüşmesi bile mümkün olacaktır. Bu savaş bölgesel ya da etnik olmaktan daha çok bir çıkar ve güç savaşı olacaktır ve olanda bu halkların çocuklarına olacaktır silah tüccarları karlarını edecekler. Amerika – Avrupa – İran – Rusya – ve bilcümle ülkeler bu işten karlı çıkacaklar olan halkın evlatlarına olacaktır. Güneydoğuna 30 bin genci toprağa veren halkımız 100 binlere hazır olmalıdır. Çünkü savaşlarda hep olan yoksula garibe kimsesize olmaktadır. Bunu bu şekilde bilmek ve özümsemek gerekmekte.
