ODTÜ DİRENİYOR

Birkaç gündür medyada, ODTÜ’de yaşanan direnişi izliyoruz. Olayları herkes kendi

bulunduğu cepheden irdeliyor. Belki doğrusu da budur, ancak, yandaş medya ve yandaş

çevreler konuyu çarpılarak veriyor.

Bir de olayları akıl, mantık açısından değerlendirsek diyorum; Durmadan, AKP’nin getirdiği

ileri demokrasiden söz ediliyor! Peki, hangi demokrat ülkede bir üniversite de öğrenciler

gösteri yapacak, demokratik tepki gösterecek diye üç bin beş yüz polisle üzerlerine gidilir?

Daha onlarla doğru dürüst bir diyalog kurulmadan, üzerlerine panzerlerle, gaz bombaları ile

plastik mermilerle saldırılır?

Başbakan, bu olaylar nedeniyle, öğrencilere ve onlara destek veren öğretim görevlilerine

hakaretler etmektedir. Bir anlamda onları hedef göstermektedir!

Ayrıca yine yetkililerin baskıları ile yandaş bazı üniversitelerin Rektörleri, ODTÜ’de

yaşanılan olayları çarpıtmakta, karşı çıkmaktadır!

Başbakan, Mehmet Akif’i Anma gecesinde yaptığı konuşmada; AKP Gençliğini övmüş yine

dini kullanarak; onların eline bilgisayar ve kuran verilmesinden söz etmiştir. (Aslında biz bu

filmi daha önceleri yaşanılan çeşitli olaylar nedeniyle biliyoruz!)

Her ne denli, ODTÜ’lü ve onlarla dayanışma içinde olan gençleri hedef göstermemiş görünse

de onlar bu konuşmadan gerekli dersleri almış görünüyorlar.

Gerek bazı Üniversite Dekanlarının açıklamalarında, gerekse AKP Gençliğini temsilen

yapılan konuşmalarda; ODTÜ’lü öğrenciler, onlara destek olan, Dekan ve Öğretim

görevlileri, haksız olarak nitelendirilmekte, eleştirilmekteler.

Oysa bilindiği gibi gerçek tarih yanılmaz; Geçmişte, zulme ve haksızlığa karşı direnenler

bugün takdirle, saygıyla anılırken, dalkavuklar ise yine hak ettikleri şekilde anılırlar…

Herkesçe bilinen bir gerçek var ki o da; ODTÜ, Dünyanın önemli birtakım Üniversitesi içinde

yer almaktadır. Burada gerçek bilim Adamları yetişmektedir.

Sonuca gelecek olursak; ODTÜ olayları bir anlamda, AKP İktidarının kırılma noktalarından

biridir.

Diğerleri nelerdir derseniz;

Uludere katliamıdır.

Gençlerin, gazetecilerin, öğretim görevlilerinin bir suçla ilişkilendirilerek haksız yere içerde

tutulmalarıdır.

Sapla samanın karıştırıldığı diğer davalardır.

AKP’nin her türlü baskı ve ayrımcı politikalardır.

Bu anlayışla AKP İktidarına devam ederse, sonu da yaklaşıyor demektir. Bir an önce

sonlarının görmesi için bizlere de; ‘zulmünüz artsın’ demek kalıyor…

Bu yazımı da yine bir şiirle noktalayayım;

ÖDTÜ direniyor

Üniversiteler direniyor

Geçte olsa

Halk gerçekleri görüyor.

29 Aralık, 2012

Veysel Kaymak